TMS 23 – BORÇLANMA MALİYETLERİ
Amaç, Kapsam
Standart:
- Kısa ve uzun vadede borçlanma faizlerini,
- Yabancı para cinsinden borçlanılması nedeniyle oluşan kur farklarını,
- Finansal kiralamaya ilişkin giderleri,
- Borçlanmayla ilgili olan ıskontolar, prim ve komisyon giderleri,
- Borç anlaşmalarındaki diğer ilave giderleri kapsamaktadır.
Özellikli varlıklar-inşası, kullanıma ve satışa hazır hale gelmesi uzun zaman alan
varlıklar- için katlanılan borçlanma giderleri ürünün ya da malın elde etme
maliyetine eklenir. Bunun yanı sıra üretimi ve imalatı kısa süre süren stoklar,
büyük miktarlarda üretilse dahi özellikli varlık olarak kabul edilemez.
Satılabilir hale gelmesi uzun süre gerektiren stoklar, enerji üretim tesisleri,
yatırım amaçlı gayrimenkuller özellikli varlık olarak gösterilebilir.
Uygulama
Muhasebeleştirilmesi: TMS 23’e göre ilki “Temel Yöntem”, ikincisi ise “Alternatif
Yöntem” olmak üzere iki
farklı yöntem mevcuttur.
1. Temel Yöntem: Borçlanma maliyetleri katlanıldığı dönem içerisinde,
kullanılan politikalarında dip notlarda açıklanması şartıyla, gider olarak mali
tablolara alınır.
2. Alternatif Yöntem: Özellikli varlıkla doğrudan ilişkili
borçlanma maliyetleri ilgili özellikli varlığın maliyetine dahil edilir. Ve
bunun dışındaki borçlanma maliyetleri ilgili döneme gider olarak kaydedilir.
Tutarlılık Kavramı çerçevesinde bu yöntem işletmenin tüm özellikli
varlıklarının elde edilmesinde doğrudan ilişkilisi bulunan borçlanma
maliyetlerinin tamamına uygulanır.
Aktifleştirilmesi: Özellikli bir varlığın elde edilmesi sırasındaki borçlanma
maliyetleri, işletmenin o varlığa ilişkin harcamaları yapmadığı takdirde
kaçınabileceği borçlanma maliyetleridir. Yani doğrudan varlıkla alakalı
maliyetler kolayca belirlenebilir. Ancak, yüksek enflasyon veya döviz
kurlarındaki önemli dalgalanmaların etkisi, işletmenin değişik oranlarda
borçlanması ve kendi grubunda olan diğer işletmelere borç ile sağlanan fonların
transfer edilmesi, belirli borçlanmalar ile özellikli varlık için katlanılan
maliyetlerinin ayrımını zorlaştırmaktadır. Bu gibi durumlarda Takdir
Mekanizmasının uygun bir biçimde kullanılması şarttır.
Aktifleştirmeye
uygun tutar; giderlere eğer sadece özellikli varlığın elde edinilmesinde
katlanıldıysa, cari dönem süresince söz konusu borçlanma maliyetinden, borçlanmadan
sağlanan fon miktarından gelen yatırım gelirlerinin düşülmesi ile belirlenir.
Aktifleştirmeye
uygun tutar; giderlere sadece özellikli varlıklar için değil de genel olarak
katlanılıp, bu genel miktarın bir kısmının yine özellikli varlık ile ilişkili
olduğu ancak bu ilişkinin de doğrudan özellikli varlık ile kurulamadığı
durumlarda; o varlığa ilişkin harcamalara aktifleştirme oran uygulanarak
bulunur. Aktifleşme oranı işletmenin özellikli bir varlığın elde edilmesine
yönelik hususi borçlanmaları dışındaki, o döneme süresince mevcut borçlanmalara
ilişkin borçlanma maliyetlerinin ağırlıklı ortalamasıdır.
Aktifleştirmeye
başlanılması; varlık için harcama yapıldığında, borçlanma maliyetleri tahakkuk
ettiğinde, varlık için amaçlanan şekilde kullanıma hazır hale geldiğinde
gerçekleşir.
Devlet
teşvikleri ve sübvansiyonlar gelir olarak değil, yapılan harcama tutarından düşülerek
kayda alınır.
Özellikli
varlıkların amaçlanan şekilde kullanıma hazır hale getirilmesi için katlanılan
maliyetler fiziki edinişten yani inşasından önceki faaliyetleri veya sonraki
faaliyetleri kapsayabilir. Bu gibi durumlarda katlanılan maliyetleri doğuran faaliyetlerin
varlığın üretiminde değişikliğe veya varlığın gelişmesine sebep olması
gerekmektedir. Bu yüzden sadece inşası amacıyla elde bulundurulmasından dolayı
oluşan maliyetler aktifleştirilemezler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder